Rahman ve Rahim, Allah ismi ile. Övgü, Alemlerin Rabb'i Allah içindir. Salat ve Selam, Allah'ın elçisi üzerine olsun.
Evrendeki şaşmaz düzen, hükmü her yöne yayılmış olan selametin kanıtıdır. Çünkü selametin olmadığı yerde yaşamın bulunması ve gelişmesi imkansızdır. Selamet ise ancak vahdetin (teklik) bulunduğu yerde olabilir, çünkü ikilik bölünmüşlüğe sebebiyet verdiğinden kaos yaratır. Eğer Allah'ın yanında bir tanrı olsaydı, bir düzenden ve dolayısıyla da selametten bahsetmemiz mümkün olmazdı.
Selamet, kötünün var olmaması olarak anlaşılmamalıdır. Evrende iyi olduğu gibi kötü, mükemmel olduğu gibi kusurlu da vardır. Bu, evrenin eksikliğini değil, tamlığını gösterir. Çünkü tekdüzeliğin olduğu yerde seçim yapabilmenin bir anlamı yoktur. Mutlak rahmet ayrım yapmaz ve tüm renklere izin verir. Böylece çok zengin bir çeşitlilik deneyimlenir ve seçim yapabilmek için uygun ortam yaratılır.
Vahdet, evrendeki selameti ayakta tutan nitelik olduğu için, dünya üzerinde Hakk'ın halifesi olarak, Rahman'ın sureti üzere yaratılmış olan insanın da bu kural üzere yaşaması gerekli olmuştur. Çünkü insan, seçim yapabilir nitelikte olmakla diğer yaratıklardan farklıdır. Buna bağlı olarak da kendi etrafındaki selametten sorumludur.
Selamet ancak vahdet ile ayakta durabildiği gibi, insanlık da ancak tevhid (birleme) ile geçerlidir. İnsan suretinde yaratılmış olmak, insanlık için yeterli değildir; aynı zamanda akıl sahibi olmak gerekir. Akıl, zorunlu olarak tevhide çağırır.
İnsan cahil oluşu sebebiyle vahdetin zorunluluğundan habersiz kalır ve tevhide (birlemek) ihtiyaç duyar. Bunun için gerekli altyapıyı ise İslam'dan alır. İslam, selametin ayakta tutulmasıdır. Bunun en azı, selametin bozulmasına yol açmamaktır. Bu prensip üzere yaşayan kişiye Müslüman (selamet+li) denir. Öte yandan, tevhidden uzak yaşamak ve yalnız özel günlerde/yerlerde belirli amellerde bulunmakla yetinmek, Müslüman olmak için yeterli değildir.
Neden buradayız?
Seçim yapmak için.
Neyi seçiyoruz?
Neyi arıyorsak onu.
Neyi arıyoruz?
Neyle ilgileniyorsak onu.
Neyle ilgileniyoruz?
Neyi düşünüyorsak onunla.
Neyi düşünüyoruz?
Neyi hatırlıyorsak onu.
Neyi hatırlıyoruz?
Neyi yaşıyorsak onu.
Neyi yaşıyoruz?
Nasıl davranıyorsak onu.
Nasıl davranıyoruz?
Nasıl biliyorsak öyle.
Nasıl biliyoruz?
Nereye yöneliyorsak öyle.
Nereye yöneliyoruz?
Neyi seviyorsak oraya.
Neyi seviyoruz?
'O'nu.
'O' ne?
Sen neysen O.
Ben neyim?
Ben neysem O.
O