Fususul Hikem'in Sırları

Nuh

Ahadiyet mertebesinden gelen zati feyzi ilk kabul eden ruhlar alemi olmuştur. Ruhlar, imkan çokluğundan, bileşimlerden ve vasıtalardan en uzak olan varlıklardır. Onların Hakk'ın vahdaniyetine nispeti, diğerlerine göre daha tamamdır. Bunun için onlar, ilahi kemallerden sadece vahdaniyet mertebesi ile ilişkilerinden kazanmış oldukları şeyi idrak ederler. Dolayısıyla ruhların ilmi, çokluk ve bileşimden uzak halinde Hakk'ı bilmek ile sınırlı olmuştur. Onlar tenzih sıfatı ile belirmiş ve onun ile boyanmışlardır.

Melekler Adem'i kınayıp, eksiklik ile nitelediklerinde, Hakk niyetlerinin iyiliğini gözetmekle beraber, onları bundan men etmiştir. Melekleri böyle düşünmeye sevk eden şey, ilahi mertebe hakkındaki kıskançlıkları ve O’na ortak koşulması konusundaki hırsları olmuştur.

Nuh, elçilerin ilkidir ve risalet (tebliğ etme) hükümlerinin ilki de Hakk'ın birliğini ve ortaktan tenzih edilmesi gerektiğini duyurmaktır. Dolayısıyla, ruhlar aleminin önceliği ve zati feyzi kabul eden sıfatları Nuh'da zuhur etmiş (açığa çıkmış) ve Nuh'a tenzih sıfatı hakim olmuştur. Aynen meleklerin Adem'e karşı yaptıkları gibi, Nuh da kavmini eksiklik ve haksızlık ile nitelemiş ve sonunda onlara bela getirmiştir.