Fususul Hikem'in Sırları
Yahya
Bu kelimeye ait hikmetin “celali” olarak isimlendirilmesi, Yahya’nın hem haline, hem de zatına, sıfatına ve ismine dayanmaktadır.
Allah ehline göre hali sıfatlar, ya cemal makamına, ya celal makamına ya da ikisini birleştiren kemal makamına aittirler. Yahya’ya hakim olan heybet, kabz, haşyet, vera, takva vb. sıfatlar, celal makamına aittirler.
Allah, Yahya’yı kendi mertebesine yerleştirmekle, onun isim ve sıfatını, zatının birliğine katmıştır. Çünkü O’nun katında her türlü sayı ve sayılan ortadan kalkar. Böyle bir nimet ise Yahya’dan önce var olan hiç kimseye nasip olmamıştır.
Batıni sebepler açısından Hakk ile ilişkisi güçlü kişinin Hakk’a izafesi de daha gerçek olur. Himmet, batıni sebeplerden birisidir. Yahya’nın varlığı da, Zekeriya’nın Meryem’in halini güzel görmesi ve himmetiyle Rabb’ine yönelmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun için Zekeriya üç gün susmuş, Hakk’ı zikir ve tespih etmiştir -ki tüm bunlar Yahya’nın istidadının kemali içindir. Bunların sonunda da Allah şöyle demiştir: “Doğduğu günde, öldüğü günde ve diri olarak haşr olacağı günde ona selam olsun.”(Meryem, 15). Böylece Yahya, çocukluk halinde Hakk’dan hüküm, temizlik ve sevgi elde etmiştir. Aynı şekilde, Meryem’in susması da İsa’nın erken konuşmasının sebeplerinden biridir. Hatta, Yahya da insani bir babadan meydana gelmemiş olsa, İsa gibi daha beşikte iken konuşmaya başlardı. Çünkü varlık, zuhur ve batınlık arasında devreder/döner (gider gelir) ve zahirden eksileni batın aldığı gibi, batından eksileni de zahir alır.